Egzersiz & Fitness |
Merhaba,
Bu hafta blog yazımda egzersiz öncesi izlenmesi gereken beslenme stratejileri ile ilgili bilimsel kanıtlar eşliğinde bilgiler vermeye çalışacağım. Egzersiz öncesi beslenme tercihleri hem egzersiz katılımının kalitesini ve konforunu hem de egzersiz sonrası elde edilecek sağlık ve performans çıktılarını etkileme potansiyeline sahip olabilir. Bugüne kadar okuduğum birçok bilimsel çalışmada, egzersiz ya da antrenman öncesi hem tüketilecek gıdanın türü hem de tüketim zamanlamasının kritik olduğu yönünde genel bir kabul vardır. Bu bağlamda, bilimsel temelli olarak egzersiz öncesi izlenmesi gereken beslenme stratejilerine birlikte bakalım. Bilimsel literatür, egzersiz öncesi makro gıdalar her birinin egzersiz öncesi tüketiminin son derece kritik olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca, yapacağınız egzersiz türüne göre makro tercihinin ve miktar belirlenmesinin de öneminden bahsetmektedir (1). Gelin şimdi makro gıdalar özelinde nasıl bir strateji izlenmesi gerekiyor birlikte inceleyelim. Fizyolojik açıdan kaslarımızın ana enerji kaynağı karbonhidratlardan gelen glikozdur. Glikozun vücuttaki depo kaynağı kaslarda ve karaciğerde depolanan glikojendir. Kısa ve yüksek yoğunluklu yüklenmeler sırasında kaslarınızın kullandığı enerji glikojen depolarınızdır. Ancak, bu kaynak sınırlıdır. Bu nedenle sahip olduğunuz antrenman seviyesi, beslenme şekli ve egzersiz süresine bağlı olarak değişmekte ve azalmaktadır. Başka bir ifadeyle, yüksek yoğunluklu egzersizler sırasında glikojen depolarınız sahip olduğunuz yukarıda bahsettiğin faktörlere bağlı olarak hızlıca azalacak ya da tükenecektir. Literatür egzersiz öncesi karbonhidrat alımının glikojen depolarını optimize etme yönünde etkili olabileceğini vurgulamaktadır (2,3,4). Bu bağlamda, yüksek yoğunluklu yüklenmeler sırasında performansınızın istediğiniz seviyede ve sürede devam etmesi için egzersiz öncesi kompleks ve lifli karbonhidratlar tüketmeniz akılcı olacaktır.
Egzersiz öncesi beslenme stratejileri arasından protein tüketimine önem vermek oldukça kritiktir. Bilimsel çalışmalar, egzersiz öncesi protein tüketiminin özellikle sportif performans açısından son derece önemli olduğuna vurgu yapmaktadır. Literatür ister tek başına protein alımının isterse de protein ile beraber karbonhidratların birlikte tüketiminin kas protein sentezi için önemine vurgu yapmaktadır (5). Küçük ölçekli bir araştırmada, katılımcılarının egzersiz öncesi 26 gr whey proteinin tüketmelerinin plaseboya kıyasla kas büyüme faktörlerini ve anabolik süreçleri geliştirdiği saptanmıştır (6). Aynı zamanda, literatür egzersiz öncesi protein tüketiminin muhtemel etkilerini geniş ölçekte araştırmıştır. Genel olarak bilimsel çalışmalardan elde edilen egzersiz öncesi protein alımının muhtemel etkileri:
Egzersiz öncesi beslenme düşünüldüğünde belki de hemen hepimiz yağ tüketimine mesafeli olabiliriz. Ancak bu kaygı sanılanın aksine yersiz ve temelsiz olabilir. Çünkü, kısa ve yüksek yoğunluklu yüklenmeler için karbonhidratlar ne kadar önemli ise düşük/orta yoğunluklu ve uzun süreli yüklenmeler için de yağlar o kadar önemlidir. Fizyolojik açıdan düşük/orta yoğunluklu uzun süren yüklenmeler için kasların ana enerji kaynağı yağlardır (10). Bu bakımdan egzersiz yüklenme şekliniz düşük/orta yoğunluklu ve uzun süreli ise beslenmenizde yağlara yer vermeniz son derece akılcı olacaktır. Bilimsel araştırmalar yağlar açısından bir istisnadan da bahsetmektedir. Makrolar açısından bilimsel araştırmalar, yağ tüketimine egzersiz öncesine kıyasla uzun dönemli beslenme rutininde dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır (11). Bu bağlamda, daha iyi bir egzersiz performansı için yağ tüketimine uzun dönemli olarak dikkat etmek ve sağlıklı yağlardan yararlanmak egzersiz performansını geliştirmek için kritik olacaktır.
Gelin şimdi de egzersiz öncesi beslenme açısından bir diğer önemli konu olan zamanlama stratejilerini konuşalım. Egzersiz öncesi ne tükettiğiniz kadar ne zaman tükettiğiniz de önemlidir. Genel olarak egzersiz performansının ve konforunun optimize olması için izlenmesi gereken en temel zamanlama stratejisinin egzersizden 2-3 saat öncesinde beslenmenin (tüm makroları içeren bir tam beslenme) tamamlanmış olması yönündedir. Literatür özellikle 1 saatten uzun süre devam edecek yüklenmeler için bu sürenin son derece kritik olacağına vurgu yapmaktadır. Ancak, 1 saatten daha az süren yüklenmeler için bunun şart olmadığı da ifade edilmiştir (12,13,14). Ayrıca, bilimsel çalışmalar egzersiz öncesi 2-3 saatten daha az bir zaman diliminde beslenme yapmak zorunda olanların kesinlikle besin alımını azaltmaları gerektiğine işaret etmektedir. Örneğin egzersizden 45-60 dk öncesinden beslenmek zorunda kalırsanız daha kolay sindirilen karbonhidrat ve proteinleri sınırlı miktarda tercih edebilirsiniz. Bu tercih hem mide-bağırsak rahatsızlıklarından korunmanıza hem de buna bağlı ortaya çıkabilecek egzersiz konforunuzun bozulmasını önleyecektir.
Sonuç olarak, egzersiz öncesi kompleks ve lifli karbonhidratlar, yüksek yoğunluklu egzersiz için glikojen depolarını en üst düzeye çıkarmaya yardımcı olurken, yağ tüketimi düşük/orta yoğunluklu ve daha uzun süren egzersizler için vücudunuzu beslemeye yardımcı olacaktır. Ayrıca, egzersiz öncesi tüketilen hayvansal ve bitki bazlı proteinler kas protein sentezini geliştirmede ve kas rejenerasyonu için oldukça etkili bir stratejidir. Zamanlama açısından, bilimsel literatür sportif performans optimizasyonu için egzersizden 2-3 saat önce tam bir öğün (makroların optimize edildiği) tüketmenizi önermektedir. Egzersiz zamanına yakın bir beslenme yapmak zorunda kalanlar için daha kolay sindirilen karbonhidratlar ve sınırlı protein alımını tavsiye edilmektedir. Yakın zamanda egzersiz öncesi tüketilen pre-workout gıda takviyeleri ile ilgili de bilimsel temelli bir blog yazısı paylaşacağım. Bilgi paylaştıkça çoğalır lütfen blog yazılarımızı arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın…
Prof.Dr. Emin KAFKAS
Hardline Akademi Başkanı
Referanslar